Muhsin Yazıcıoğlu Caddesi No: 8/1, Çukurambar/Çankaya

Kanal Tedavisi

Dişlerde bulunan derin çürükler, kırık ve çatlaklar, çeşitli travmalar ve pulpada (dişin damar ve sinir paketinde) meydana gelen iltihaplanmalar nedeniyle kök kanal tedavisi yapımı gerekli olur. Çürük, dişin damar ve sinir dokusunu enfekte edebilecek kadar ilerlemişse, bu enfekte dokunun tümü temizlenip, doku dostu kanal dolgu materyalleri ile kanal boyu tam olacak şekilde doldurulması gerekir.

Vital (canlı) dişlerde kök kanal tedavisi öncesinde lokal anestezi uygulanarak ağrı hissi ortadan kaldırılır. Kanal tedavisi yapılacak diş devital (canlılığını yitirmiş) ise, anestezi yapılmadan da kök kanal tedavisi uygulanabilir.

Dişin iç kısmında bulunan ve dişi besleyen kan damarları ve sinirlerden oluşan pulpa, kanal tedavisi sırasında çıkarılır, kök kanalları dezenfekte edilir, genişletilir, şekillendirilir ve son olarak da doku dostu kök kanal dolgu maddesi ile doldurulur. Kanal tedavisi genellikle tek seansta bitirilir ancak dişin enfeksiyon durumuna göre birkaç seans sürmesi gerekebilir.

Kanal tedavisi dişi kurtarabilmek adına dişin çekiminden önceki son tedavi seçeneğidir. Başarılı bir kanal tedavisi ile dişteki şişlik ve ağrı tamamen ortadan kalkar. Kök kanal tedavisinden sonra kök ucunda başlangıçta mevcut olan iltihabi doku zamanla iyileşir. Kök kanal tedavisi esnasında veya sonrasında, dişler bir süre dokunmaya ve çiğnemeye karşı hassasiyet gösterebilir. Kanal tedavilerinin başarısı ve kanal tedavili dişlerin ağızda uzun süre kalabilmesi, dişteki enfeksiyonun miktarı ve direncine, diş köklerinin anatomik yapısına, kalan diş dokusunun miktarına bağlı olarak değişiklik gösterebilir. Ancak çoğunlukla kanal tedavisi uygulanmış dişler ağızda uzun yıllar hizmet verebilmektedir.

Diş dokusunun kaybına bağlı olarak kalan diş miktarı, yapılacak restorasyonun dolgu mu, overlay  ya da endokron mu (porselen dolgu çeşitlerinden biri mi) yoksa porselen kron mu yapılacağına yön gösterir. Diş dokusu kaybının az olduğu durumlarda kompozit dolgu ile daimi restorasyonlar tamamlanırken, diş dokusunun aşırı kaybı söz konusu olduğunda inley, onley, overlay veya endokronlardan biri ya da porselen kronlar tercih edilir.

Periapikal Lezyonlu Dişlerde Kanal Tedavisi

Dişteki uzun süreli enfeksiyona rağmen hastanın doktoruna başvurmaması sonucunda veya daha  önce eksik yapılmış kanal tedavisine bağlı olarak dişin kök çevresinde enfeksiyon ilerleyerek yumuşak ve sert dokulara yayılır. Dokularda harabiyetin oluşması, dişin kök ucunda enfeksiyon nedeniyle kemik yıkımının gerçekleşmesi ve bunun da radyografi ile tespit edilmesi ile sonuçlanır.

Bu tip dişlerde, kanal tedavisi yapılarak dişin kök ucuna ulaşılmak istenir ki kök ucundaki iltihap kurutulabilsin. Bu tip dişlerde kanal tedavisi tek seansta bitmeyebilir. Kanal tedavisi tamamlandıktan sonra iyileşmenin ve yeni kemik oluşumunun gözlenebilmesi için radyografik takip gereklidir. Dişin kök ucundan alınan küçük periapikal filmler ile 3-6 aylık kontroller yapılır. Kemikte meydana gelmiş harabiyetin radyografi ile takibi sonucunda yeni kemik oluşumu ve tam iyileşme gözlenebileceği gibi yetersiz iyileşme sonucu cerrahi gibi daha ileri tedavi (apikal rezeksiyon vb.) seçeneklerinin yapılmasına da karar verilebilir. Kanal tedavisinin yapılmadığı vakalarda, lezyonun (kemik yıkımının) ilerlemesi devam edip diş çene kemiği içinde kemiğe tutunamaz hale gelebilir. Hareketli hale gelen dişin çekimi gerekebilir.

Açık Apekli Dişlerde Kanal Tedavisi Uygulaması (Apeksifikasyon)

Apeksifikasyon; daha kök gelişimini tam olarak tamamlamamış (immatür) dişlerde, çürük ya da travma nedeniyle kanal tedavisi gereksinimi oluştuğunda, kanal tedavisini tamamlayabilmek için, mevcut geniş kök ucunun mineralize edilmesinin yönlendirilmesi ya da kök ucunun mineralize bir doku ile tıkanmasının sağlanması işlemidir. Kök ucu açık dişlerde doğrudan kanal tedavisi yapılması kök ucundan dışarı uygulanan ilaçların patların hatta kanal dolgu maddelerinin taşmasına neden olduğu bildirilmiştir. Apeksifikasyon işlemi için günümüze kadar birçok teknik önerilmiştir. Günümüzde son literatürlerde, plug yöntemi ile MTA (Mineral Trioksit Agregatı)  kullanılmış vakaların başarılı sonuçları bildirilmektedir.

Kanal Tedavisinin Yenilenmesi (Retreatment)

Kanal tedavisi yapılmış bir dişte herhangi bir nedenle ağrının yeniden şidetlenmesi, yeniden dişte apse gelişmesi gibi durumlarda mevcut kanal dolgusunun sökülmesi, kanalların yeniden genişletilmesi, dezenfekte edilmesi, gerekiyorsa bir seans ilgili köke ilaç koyarak pansuman yapılması ve kökün yeniden kanal dolgusu ile tıkanması işlemlerini içeren prosedüre kanal tedavisinin yenilenmesi, (retreatment) denir. Bu işlem mevcut kanal tedavisini tekrar etme işlemi olduğundan, ilk kez kanal tedavisi yapımına göre biraz daha risk barındırır. Bu riskler dişin son durumuna göre azalıp çoğalabilir, hekim mevcut riskleri hastaya anlatır ve hastanın onayı alınarak yeniden tedavi denenir.

Kök kanal dolgusunun sökülmesi esnasında kökün perfore olabilmesi (tıkalı alan aşılmaya çalışılırken kök delinip kanal eğesinin kökün istenmeyen yerinden dışarı çıkması), ilk kanal tedavisinde genişletme yapıldığı için ince kök yapısına sahip bir kökün ikinci genişletme ile çatlayabilmesi, kök ucundaki dirençli mikroorganizmaların varlığına bağlı olarak kök ucunun tam olarak iyileşememesi gibi riskleri barındıran bu tedavinin başarısız olması durumunda ya da retreatment tedavisinin hiç yapılamayacak kadar kötü olan köklerin varlığında dişin çekimi gerekmektedir.