Muhsin Yazıcıoğlu Caddesi No: 8/1, Çukurambar/Çankaya

Ortodontik Tedavi ve Hedeflerimiz

Ortodonti, dişsel ve iskeletsel bozukluklarının teşhis edilmesini, tedavisini ve mümkünse erken dönemlerde oluşabilecek bozuklukların önlenmesini hedefleyen anabilim dalıdır. Tüm ortodontik tedavilerde hastaların mümkün olduğunca ideal bir yüz estetiği kazanması ve hastanın gülüş hattının düzenlenmesi hedeflenir. Dişlerin dizilimlerindeki anomalilerin düzeltilerek daha rahat temizlenebilir yüzeylerin oluşturulması ve böylelikle, dişlerin ağızda kalma sürelerinin uzatılması amaçlanır. Kapanış bozukluklarının düzeltilerek dişlerle çenelerin ideal şekilde fonksiyona girmesi ve böylelikle dişlere gelecek ters kuvvetlerin ve bu kuvvetlerin zararlı etkilerinin en aza indirilmesi amaçlanır. Ortodontik tedavileri takiben hastaların dişsel ve iskeletsel bozukluklarının düzelmesi neticesinde kişilerin özgüveninde de olumlu gelişmeler olduğu  rapor edilmiştir.

Ortodontik Tedavi Planlaması ve Tedavi Çeşitleri

Ortodontik tedavilerde öncelik hastanın tedavi ihtiyacının klinik muayene, hastadan alınan kayıtlar ve radyografik analizler ile belirlenmesidir. Hastanın tedavi gereksinimi dişsel, iskeletsel ya da  her ikisini de kapsayan komplike bir durum olabilir. Hastanın tedavi beklentisi, alışkanlıkları, sosyo-ekonomik durumu, yaşı, iş ya da okul hayatı tedavi planını oluştururken dikkate alınır. Tedavi planı detaylı bir şekilde hastaya anlatılır ve hastanın uyum sağlayabileceği tedavi planı tercih edilir. Bazen ideal olan tedavi hasta için iyi bir seçim olmayabilir. Özellikle erişkin hastalarda optimum noktada uzlaşılmaya çalışılır.

Dişsel problemler, hastanın dişlenmesinin tamamlanma düzeyine göre hareketli apareyler veya sabit tellerle düzeltilmektedir. Büyüme ve gelişim dönemindeki bireylerde iskeletsel bozukluklar tedavi edilecekse, erken dönemde hareketli apareylerle tedaviye başlanabilir, takiben sabit tedavi gerekebilir ve hatta bozukluğun tipine göre ağız dışı bir aygıt da tedavi planına eklenebilir.

Süt ve daimi dişlerin ağızda birlikte bulunduğu dönem karma dişlenme dönemidir. Bu dönem ortodontik tedaviler için erken dönem olarak kabul edilir. Bir veya birkaç dişi ilgilendiren ufak düzeltmeler için uygun olan bu dönemde ağız içi hareketli apareylerin kullanımı ile etkili sonuçlar alınabilir ve sabit tedavi gerekmeksizin ortodontik tedavi tamamlanabilir.

Ağızda hiç süt dişi kalmamış ve daimi dişleri sürmüş hastalarda eğer herhangi bir ortopedik ya da ortognatik cerrahi uygulaması yapılmayacaksa, dişsel düzeltmeler için sabit ortodontik mekanikler kullanılır. Bu tedavide genel olarak en arka dişlere bant ya da tüp yerleştirilirken arasında kalan 10-12 dişe braketler yapıştırılır. Braketler metal ya da seramik olabilir. Ayrıca teller ve lastikler yardımıyla hem sabitlik hem de kuvvet iletimi sağlanır. Braketlerin yapıştırılma yerlerine göre farklı ortodontik tedaviler uygulanabilir ki; dişlerin dış yüzeylerinden uygulanan standart sabit ortodontik tedaviye labial teknik, dişlerin dile ve damağa bakan iç yüzeylerinden uygulanan sabit ortodontik tedaviye ise lingual teknik denir.  Lingual tekniğin dişlerin arkasında kalarak hastaların estetik kaygısını ortadan kaldırması avantaj olarak bildirilmişse de, hastaların tedaviye adaptasyon süresinin uzun olması dezavantaj olarak literatürlerde rapor edilmiştir. Oluşacak tükrük artışı, dil yaraları, bazı vakalarda çenelerin kapanışındaki erken temaslara bağlı arka yan dişlerin açık kalması gibi durumlar yaklaşık 3-4 hafta gibi bir sürede ortadan kalkabilmektedir. Braketleme yöntemlerinden farklı olarak günümüzde artık tellerin kullanılmadığı şeffaf plaklar ile ortodontik tedaviler de yapılmaktadır. Şeffaf plaklarla ortodontik tedavi her vaka için uygun değildir. Ancak ortodontist, vakanın uygunluğuna karar verirse, hastadan alınan ölçüler planlamanın yapıldığı merkeze gönderilerek bilgisayar destekli analiz ve tedavi planlaması oluşturulur. Tedavi planlaması oluşturulan vakanın başlangıç hali ile tedavinin olası bitiş hali hastaya gösterilir. Ayrıca tedavinin hafta bazında ne kadar süreceği de hastaya bildirilir. Tedavi şekli ne olursa olsun, genel prensip kontrollü bir şekilde sabit ve hafif kuvvet uygulayarak dişlerin konumlarının istenen şekilde değiştirilmesidir. Gelişen teknoloji ile birlikte hastalar için daha konforlu, daha az farkedilen ve daha hızlı diş hareketi sağlayan materyallere ulaşılabilmektedir.

Tedaviler diş hekimliğinin diğer alanlarına kıyasla daha uzun süreli tedavilerdir. Hastalara tam bir süre vermek yanıltıcı olabilir. Bu nedenle her vaka kendine özgü olarak değerlendirilir. Tedavi süresinde oluşabilecek aksamalar tedavinin bitiş süresini etkileyebilmektedir.

Genel Rahatsızlık Hissi ve Alışma Süreci

Braketlerinizin takılmasını takip eden ilk bir hafta tükrük artışı, dudak ve yanakta yara oluşumu, konuşmada bazı sesleri çıkartmada güçlük, ağrı ve genel bir rahatsızlık hissi olması muhtemeldir. Bu süre lingual teknikte 1 aya kadar çıkabilir ve yara oluşan bölge dudak ve yanak değil, dildir. Daha önce ağızda hiç bulunmayan tellere alışmak için süreye ihtiyaç vardır. Bu süreçte ağrının ortadan kalkması için ağrı kesici kullanımı gerekebilir. Yanak ve dudakların veya dilin braketlere temas eden kısımları bir süre sonra kendilerini koruyacak şekilde değişime uğrarlar. Yumuşak dokuların tahriş olmasına engel olmak için koruyucu mumlar kullanılmaktadır.

Sabit Ortodontik Tedavide Nasıl Beslenmeli?

Tedaviye başlanılan ilk günlerde yumuşak gıdalarla beslenmek uyumu kolaylaştıracak ve daha az ağrıya sebep olacaktır. Sert ve gevrek gıdaların tüketimi, havuç, salatalık, elma, mısır gibi besinlerin ısırılarak tüketilmesi,, asitli içeceklerin içilmesi, zeytin, kiraz, erik, şeftali, kayısı gibi çekirdekli besinlerin tüketilmesi ve lokum, hurma, pestil, sakız ve kuru meyveler gibi gıdaların tüketilmesi braketlerin yerinden çıkmasına ve böylelikle tedavi süresinin uzamasına neden olabilir. Mümkün olduğunca bu tür besinlerin tüketimi azaltılmalıdır. Ayrıca braketlerin çevresinde çürük başlangıcı da oluşturabilirler. Tedavi süresince ekmek arası ısırılarak yenecek besinler yerine servis şeklinde beslenmeye, özellikle ser ve çekirdekli besinleri kesip doğrayarak küçük lokmalar şeklinde tüketmeye özen gösterilmelidir.

Ortodontik tedavide braket, bant veya tel yerinden çıkarsa ne yapmalı?

Braket, bant veya telin kopması veya yerinden çıkması tedavinin ilk zamanlarında  hasta alışma sürecinde olduğundan olağandır. Alışma süreci tamamlanınca hastalar dikkat etmeleri gereken hususları öğrenirler ve bu tip durumlar gözlenmez. Ancak sık tekrar eden durumlarda hastanın tedavisine gereken özeni göstermediği düşünülür ve bu şekilde tedavi süresinin uzayacağı bilgisi verilir. Çünkü kontrol randevularında sürekli kopmuş braket/bant yapıştırmak, sonraki aşamalara geçmeyi geciktirmekte ve buna bağlı olarak da tedavi süresini uzatmaktadır. Hastanın yeme içme alışkanlıklarını tavsiye edildiği üzere değiştirmesi ve daha özenli davranması gerekmektedir.

Hasta Uyumu ve Apareylere Gereken Özenin Gösterilmesi

Planlanan tedavinin başarıyla ve öngörülen sürede sonuçlanabilmesi için hekim ile hastanın uyumlu bir şekilde çalışması, hastaların önerilen ağız içi ve ağız dışı apareyleri ile elastiklerini olması gereken şekil ve sürelerde kullanmaları gerekmektedir. Aparey ve elastik kullanımlarıyla ilgili doktorlarına ve kendilerine karşı dürüst olmaları tedavinin seyrine olumlu katkı sağlayacaktır. Unutulmamalıdır ki, doktorun önerdiği şekilde kullanılmayan aparey ve elastikler kontrol randevularında dişlerde beklenen değişikliklerin oluşmaması neticesinde hastayı ele vermektedir ve bu durum sadece tedavi süresini uzatmakla kalmaz, beklenen ideal düzeltmenin oluşmasını da engeller.

Ağız Hijyeninin Sağlanması

Sabit ortodontik tedavilerde dişlerin üzerlerine ilaveten yapıştırılan braket ve bantlar ağız hijyeninin sağlamasını zorlaştıracaktır. Ortodontik diş fırçaları, tek demet arayüz temizleyicileri, arayüz fırçaları ile ortodontik tellerin varlığına uygun diş ipleri tercih edilerek  ve normal diş bakımından daha çok uğraş vererek tam bir ağız hijyeni sağlamak mümkündür. Yetersiz ağız hijyeni, ortodontik tedavi sırasında dişlerde çeşitli renklenmelerin  oluşmasına ve hatta dişlerin çürümesine neden olabilir. Ayrıca kötü ağız hijyeni neticesinde diştaşlarının ve dişeti hastalığının oluşması, dişetlerinin kanamalı, kızarık ve şiş bir görünüm alması kaçınılmazdır. Hastalar tellerin çıkartılmasıyla doğru konumda sağlıksız dişlere sahip olurlar. Ancak gerekli bakımı yapan, iyi ağız hijyenine sahip hastalarda ortodontik tedavi sırasında dişler sağlıklı kalmaktadır.

Ortodontik Tedavilerde Yaşın Önemi

Ortodontik problem sadece çapraşıklıklar, dişler arası boşluklar, eğri ve dönük dişler gibi yanlış konumdaki dişler den oluşuyorsa dişsel ortodontik problemler denir. Ancak dişlerin bu durumlarına ilaveten ya da tek başına çeneler arası uyumsuzluk varsa veya açık ya da derin kapanış varsa iskeletsel ortodontik problemler denir.

Dişsel ortodontik problemlere yönelik tedaviler için yaş sınırlaması yoktur. Her yaştan hastaya ortodontik tedavi yapılabilir. Hasta ileri yaşta olsa bile sağlıklı kemik, dişeti ve dişlerin varlığında ortodontik tedaviler uygulanabilir.

İskeletsel ortodontik problemlerde ise yapılabilecek tedaviyi ve alınabilecek sonucu hastanın yaşı belirler. Büyüme ve gelişimini henüz tamamlamamış hastanın çeneleri ortopedik kuvvetlerle yönlendirilir. Büyüme potansiyeli olmayan erişkin hastalarda  ise  iskeletsel bozukluğun düzeltilebilmesi için ortopedik kuvvetler işe yaramaz. Bu yüzden iskeletsel kapanış bozukluğunun giderilebilmesi için ortodontist ile cerrah birlikte tedaviyi yürütür ve hastanın ortognatik cerrahi olmasını tavsiye ederler.

Kaç Yaşında İlk Ortodontik Muayene Yapılmalı?

Ortodontiste en erken 6-8 yaş civarında muayene olunabilir. Anne ve/veya babanın üst ya da alt çenelerinde gözle görülür tarzda önde kapanma söz konusu ise, çocukta uzun süre emzik kullanımı olmuşsa, çocuğun üst ön dişleri öne doğru fırlak ise, süt dişleri olması gerekenden erken kaybedilmişse, ağız solunumu varsa, parmak emme alışkanlığı varsa vakit kaybetmeden ortodontik muayene yapılması önerilir. Böylelikle erken dönemlerde yapılabilen önleyici ve koruyucu işlemler ile, hızlı çene genişletmesi gibi tedavilerin yapılmasına olanak sağlanır. Bu tedaviler genellikle çene büyümesini yönlendirmeye ya da aşırı gelişen çenenin büyümesini yavaşlatmaya yönelik tedavilerdir. Ayrıca parmak emme gibi kötü ağız alışkanlıklarını ortadan kaldırabilen apareylerin yapımı da söz konusu olabilir.

Erken yaşta yapılacak ortodontist muayenesi ile herhangi bir ortodontik tedaviye ihtiyaç olması durumda vakit kaybı engellenmiş olur. Düzenli olarak kontrollere gelen hastalarda çenelerinin büyüme ve gelişimini ortodontist takip eder, dişlerin sürmesine rehberlik edilmesi gerekirse ilgili yönlendirmeleri yapar ve  ortodontik tedavi ihtiyacı varsa başlamaya en uygun yaşı söyler.

Ağız İçi Hareketli Apareyler

Dişlere yapıştırılmayan, hastaların kolaylıkla kullanabildiği, takılıp çıkarılabilen apareylerdir. Genellikle, basit diş hareketleri, hafif çapraşıklıkların düzeltilmesi ve çenelerin genişletilmesinde kullanılırlar. Ayrıca, eksik süt dişleri için yer tutucu olarak veya ortodontik tedaviler sonrasında pekiştirme apareyi olarak da kullanılabilirler.

Ağız Dışı Hareketli Apareyler

Çene ucu, alın, boyun ya da kafa tepesinden destek alarak çenelerin gelişiminin yönlendirilmesinde kullanılan apareylerdir. Ayrıca dişlerin topluca konum değiştirmesi için de kuvvet sağlamaktadırlar.

Fonksiyonel Apareyler

Sabit veya hareketli olabilen, hastanın günlük fonksiyonlarını ( yeme, konuşma, yutkunma vb. ) kullanan, bu sayede kas tonusu yardımıyla oluşan kuvvetleri dişler ve/veya çenelere ileterek dişler ile çeneler arasında düzgün bir ilişki sağlanmasını amaçlayan apareylerdir.

Sabit Ortodontik Tedavide Kullanılan Braket Tipleri ve Tedavi Teknikleri

Sabit ortodontik tedavilerde metal, seramik veya plastik braketler kullanılabilir. Braketlerin yapıştırılma yerleri dişlerin dış yüzeyinden ise labial teknik, dişlerin iç yüzeyinden ise lingual teknik olarak adlandırılır. Bu tekniklerin yanı sıra, braket ve tellerin hiç kullanılmadığı, şeffaf plakların doktor kontrolünde hastaya tatbik edildiği ortodontik tedavi seçenekleri de günümüzde mevcuttur ve uygun vakalarda başarılı sonuçlar alınmaktadır.

Şeffaf Plaklar ile Ortodontik Tedavi

Hafif ve kısmen orta şiddetteki ortodontik bozukluklarda başarı sağlayabilen ortodontik tedavi yöntemidir. Hastalar tarafından rahatlıkla takılıp çıkarılabilen ve kullanımları sırasında dışarıdan bakan birinin algılamasının zor olduğu şeffaf plaklardır. Tedavi ilgili merkezlere gönderilen ölçü ile başlar, gerekli analizler bilgisayarda yapılır ve sanal olarak tedavinin aşamaları ve bitim hali oluşturulur. Bu şekilde tedavinin bitim haftası ve bittiğinde dişlerin alması planlanan son şekil hem oluşturulur, hem de hastaya gösterilebilir. Hastanın günlük ortalam 14-18 saat plakları takması beklenir. Plaklar ile yeme ve içme işlemleri yapılamaz. Sadece su içilmesi tavsiye edilir. Plaklar haftalık olarak bir yenisine geçilecek şekilde planlanır ki, hastanın günlük kullanım süresine uymadığı durumlarda genellikle tedavi belli bir aşamada tıkanır ve sıradaki plak ağıza oturmaz. Bu nedenle ortodontist kontrolünde tedavinin yapılması, gerekli durumlarda ortodontistin tedaviye müdahelesi gereklidir. Bazı vakalarda da plakların kullanımında reçete olur ve ortodontistin belirli haftalarda dişlere ufak eklemeler yapması gerekebilir. Tedavinin bir çok avantajının yanısıra maliyetinin yüksek olması ve ancak bazı vakalar için uygun bir tedavi oluşu dezavantajları olarak sıralanabilir. Ayrıca aktif ortodontik tedavi sonrası elde edilen durumun korunması amacıyla da şeffaf plaklar kullanılabilir.

Pekiştirme Tedavisi Nedir ve Neden Önemlidir?

Aktif ortodontik tedavi bitiminde braket ile teller çıkartılır ancak, dişler yeni konumlarına tam adapte olmamışlardır. Bu dönemde dişlerin yerlerini bir süre korumaya ihtiyaç vardır. Ortodontik tedavinin bittiği erken dönemde dişlerin başa dönme eğilimleri yüksektir. Bu döneme “Pekiştirme Dönemi”, yapılan tedaviye de “Pekiştirme Tedavisi” denir. Ortodontik tedavinin kalıcılığı bu tedaviyle doğru orantılıdır. Yapılan ortodontik tedavinin türüne ve dişlerin başlangıç konumlarına göre pekiştirme tedavisinde, ihtiyaç duyulan süre değişiklik gösterir. Pekiştirme apareyleri şeffaf, takıp çıkarılabilen apareylerdir. Genellikle, ilk 6 ay hem gece hem gündüz, takip eden 6 ay boyunca da sadece geceleri kullanılmaları tavsiye edilir. Bazı vakalarda dişlerin kaymasını engellemek için daha uzun zamanlar pekiştirme yapılması gerekebilirken, bazı vakalarda da daimi pekiştirme gerekebilir.

Ortodontik Tedavi Sonrası Dişlerin Konumlarında Yeniden Bozulma Neden Oluşur?

Pekiştirme apareylerini düzgün kullanmayan hastalar, ortodontik tedavi sonrası anormal büyüme gelişimi gösteren hastalar, diş sıkma ya da gıcırdatma alışkanlıkları olan hastalar, dudak ve yanaklarında aşırı kas faaliyeti olan hastalar, ortodonti tedavi sonrası sürmeye çalışan yirmi yaş dişlerinin ön dişlere baskı uyguladığı hastalar ile zamanla alt keser dişlerinde aşınma gibi değişiklikler oluşan hastalar dişlerin yeniden konum değiştirme riskinin yüksek olduğu vakalardır.